INFLUENCER BLOG İLETİŞİM

Pörpıs, Ecayl, Z Kuşağı... Levent Erden'den Kurumsal Hayatın Klişelerine Elveda

Tarih kitaplarını açın. M.Ö. 1274, Kadeş Savaşı. Hititlerin ve Mısırlıların metal zırhlı savaş arabaları saatte yaklaşık 18-20 kilometre hızla çarpışıyor. Şimdi takvimi 3000 yıl ileri saralım.

Yapay Zeka
  • Yayınlanma Tarihi: 29 Temmuz 2025
  • Yazan: Levent Erden
Levet Erden Kapak 690X460

1800'lerin başı, Sanayi Devrimi. Dünyayı değiştiren ilk buharlı trenin hızı ne kadardı dersiniz? Saatte yaklaşık 18-20 kilometre.

Düşünün. İnsanlık, tam 3000 yıl boyunca hızını hiç değiştirmedi. Oysa o ilk trenden sadece 80 yıl sonra füzeler hızı dakikaya, 20 yıl sonra ses hızına, bir 20 yıl sonra da Ay'a yolculuğa indirdi. Geçen yıl Nobel Fizik Ödülü alan bilim insanlarının kullandığı zaman birimi ise "atosaniye" idi: saniyenin 10⁻¹⁸'i. Yani virgülden sonra 18 sıfır.

İşte bu, içinde yaşadığımız yeni gerçekliğin ta kendisidir. Artık "yavaşlayalım, hayatın tadını çıkaralım, hızla dans edelim" gibi romantik söylemlerin zamanı geçti. Fütürist ve provokatör Levent Erden'in Speaker Agency'nin Inspire & Impact sahnesinde altını defalarca çizdiği gibi, yeni çağın tek ve en önemli yetkinliği "hıza dayanıklılık". Bu yazıda, Levent Erden'in keskin zekâsı ve acımasız gerçekçiliğiyle, iş dünyasının sığındığı konforlu yalanları ve anlamsız klişeleri bir kenara bırakıp, bu yeni hız çağında ayakta kalmanın kurallarını keşfedeceğiz. Kemerlerinizi sıkı bağlayın, çünkü bu yolculukta tüm bildiklerinizi sorgulayacaksınız.

Nokia Gibi Olmak: 15 Ayda %82'den %1'in Altına Düşmenin Anatomisi

Bu yeni hız gerçekliğinin ne kadar acımasız olduğunu anlamak için, yakın tarihin en büyük ibretlik hikayelerinden birine bakalım: Nokia. Bir zamanlar Türkiye'de pazarın %82'sine sahipti. Bu, devletin Tekel'inin bile sigara markalarıyla ulaşamadığı, akıl almaz bir dominasyondu. Nokia olmak, pazarın kendisi olmaktı.

Peki, bu devin %1 pazar payının altına düşmesi ne kadar sürdü? 10 yıl mı? 5 yıl mı? Hayır. Sadece ve sadece 15 ay.

Levent Erden'in deyimiyle, "İstediğiniz parayı, bütçeyi, insanı ve yeteneği vereyim; silah kaçakçılığı gibi yasa dışı işler yapmadan, %82'lik bir pazar payını 15 ayda bu kadar düşüremezsiniz." Bu, hıza dayanıksızlığın en trajik örneğidir. Nokia, dünyanın değiştiğini göremedi, görse de yeterince hızlı adapte olamadı. Onlar telefonla konuşmanın konforuna sığınırken, arkadan gelen devasa teknoloji dalgası onları yuttu. Bu hikayeden alınacak en temel ders şudur: "Varlıkla yokluk arasındaki mesafe hiç bu kadar kısalmamıştı." Bugün pazarın kralı olmanız, yarın var olacağınızın garantisi değil. İnovasyon hakkında daha detaylı bilgi almak için İnovasyon Konuşmacıları ile iletişime geçebilirsiniz.

Levent Erden 02

Kurumsal Klişeler Mezarlığı: Anlamını Yitiren "Havalı" Kavramlar

Bu baş döndürücü hızdan ve belirsizlikten korunmak için kurumsal dünya ne yapıyor? Kendini güvende hissetmek için anlamını yitirmiş, içi boşaltılmış "havalı" kavramlara sığınıyor. Levent Erden, bu klişe mezarlığını tek tek ziyaret ederek hepsinin cenaze namazını kılıyor:

  1. Purpose (Pörpıs): Sonradan icat edilen o ruh... Birileri, genellikle dışarıdan gelen danışmanlar, 50 yıllık bir şirketi bir odaya kapatıp, "Biz bu dünyaya neden geldik?" sorusuna cafcaflı cevaplar arıyor. Sonuçta ortaya çıkan o "pörpıs" metinleri, duvarlara asılıyor, web sitelerine konuyor ama ne çalışanlar ne de müşteriler tarafından bir an bile ciddiye alınmıyor. Erden'in isyanı net: "50 senelik şirketsin, ne olduğunu bilmiyorsan ben mi yazacağım burada?"
  2. Agile (Ecayl): Çeviklik. Türkçede "kedi çeviktir, kaleci çeviktir, Çevik Kuvvet vardır, adamı döver." Yılda bir kez belki kullandığımız bu kelime, plazalarda günde 34 defa kullanılınca ne anlama geliyor? Hiçbir şey. "Agile dönüşüm" adı altında yapılanlar, genellikle eski hantal süreçlerin üzerine yapıştırılmış bir "agile" etiketinden ibaret kalıyor. Levent Erden'in uyarısı açık: "Çevik mevik gibi acayipliklerden çekilin, önemli olan hıza dayanıklı olmaktır."
  3. Kuşak Etiketleri (Z Kuşağı vb.): Milyonlarca farklı kültürel, ekonomik ve sosyal arkaplandan gelen insanı, sırf 15 yıllık bir periyotta doğdular diye aynı kaba koyup "Z Kuşağı şöyle davranır" demenin bilimsel hiçbir temeli yoktur. Bu, insanı anlamayı reddeden, kolaya kaçan ve son derece tehlikeli bir genellemedir. "Los Angeles'ta ve Kozan'da aynı gün doğan adamın aynı şekilde davranacağını varsayıyoruz. Böyle bir şey olamaz ya. Bu, gerçeği reddetmektir."
  4. Dijital: Belki de en büyük hurafe. Pazarlama tektir. Satış tektir. İletişim tektir. Bir şeyin önüne "dijital" kelimesini koymak, onu ayrı, daha az önemli, "kenarda dursun" bir kategoriye hapsetmektir. Levent Erden, bu yanılgıyı Türk bankalarının geçmişteki "Alternatif Dağıtım Kanalı" (ADK) isimlendirmesiyle örnekliyor. O gün "alternatif" olan internet bankacılığı, bugün işlerin %99'unun döndüğü "ana kanal" haline geldi. Şubeler ise alternatif oldu. "Dijital" kelimesinin tek bir anlamı vardır: 1 ve 0. Yani, "ya varsın ya yoksun."
  5. Sürdürülebilirlik: İyi niyetli ama son derece kırılgan bir kavram. Trump'ın başkanlık kararnamesiyle plastik pipetleri geri getirmesi örneği, bu konudaki adımların politik ve ekonomik rüzgarlarla ne kadar kolay geri alınabileceğini gösteriyor. Levent Erden'in Türkiye özelindeki pragmatik tavsiyesi ise şu: "Abartmayın."

Palavrayı Bırak, Veriye Bak: Yeni Çağın Tek Gerçeği

Peki, tüm bu klişelerden ve hurafelerden arındığımızda elimizde ne kalıyor? Levent Erden'e göre tek bir gerçek var: Veri.

Levent Erden 03

Yapay zeka nedir?

"Yapay zekâ, mapay zekâ dediğiniz şeyin hepsi palavradır. Aslolan veri, veri, veridir."

Yapay zekâ, sihirli bir kutu değil, bir motordur. O motora ne yakıt koyarsanız, o kadar yol gidersiniz. Veriniz çöpse, yani kalitesiz, eksik, taraflı veya dağınıksa, milyonlarca dolarlık yapay zekâ yatırımınızdan alacağınız sonuç da çöp olacaktır. Bu nedenle, geleceğe yatırım yapmak, önce veri altyapısını temizlemek, düzenlemek ve zenginleştirmekle başlar.

Ancak burada da Türkiye'ye özgü iki büyük zorluk var:

  1. Enflasyon Gerçeği: Yüksek enflasyon, bir kültür meselesidir. İnsanların gelecek ufkunu kısaltır. "Kısa vade bu hafta, orta vade gelecek hafta, uzun vade ay sonudur. Gerisi bilim kurgudur." Böyle bir ortamda, 5-10 yıllık veri ve yapay zekâ stratejileri kurmak, kültürel bir dirençle karşılaşır.
  2. Tercüme Tuzakları: "Amerikan kaşığıyla Türk çorbası içmeye" çalışmak, yani yurt dışı iş modellerini ve kavramlarını sorgusuzca kopyalamak, genellikle başarısızlıkla sonuçlanır. Dilin nüansları bile kritiktir. 440.000 kelimelik İngilizce ile verilen bir komutun (prompt) hassasiyetiyle, 40.000 kelimelik Türkçe ile verilen komutun hassasiyeti bir olamaz.

Bu gerçekler ışığında, eski tip organizasyon yapılarının da iflas ettiği açıktır. "Herkes lider olacak" safsatasıyla dolu liderlik konferansları, "Peki Kızılderili kim?" sorusunu yanıtsız bırakır. İkinci Dünya Savaşı'nın askeri hiyerarşisinden kalma katı yapılar, bu hıza dayanamaz. Çözüm, Ocean's 11 modelidir: Bir stratejist (George Clooney) ve bir operatörün (Brad Pitt), belirli bir görev için farklı disiplinlerden en iyi yetenekleri (Çinli akrobat gibi) bir araya getirip, görev bittikten sonra ekibi dağıttığı esnek, proje bazlı ve çoklu-disiplinli takımlar kurmak. Merak ettikleriniz için Metaverse ve Web 3.0 Konuşmacıları ile iletişime geçebilirsiniz.

Sonuç: Aklınızı Başınıza Toplayın ve İmkansızı İsteyin

İçinde bulunduğumuz dünya, bildiğimiz her şeyi temelden sarsıyor. Eski haritalar işe yaramaz, eski pusulalar bozuk. Konfor alanlarımız, sığındığımız klişeler, hepsi birer birer yıkılıyor. Böyle bir dönemde ne yapmalı?

Levent Erden, kapanışı 1968 Paris öğrenci olaylarının unutulmaz duvar yazısıyla yapıyor:

"Artık lütfen aklınızı başınıza toplayın ve imkansızı isteyin."

Bu, romantik bir slogan değil, yeni çağın en gerçekçi stratejisidir. Çünkü "makul" ve "gerçekçi" olan her şey, dünün kurallarına göre tanımlanmıştır ve dolayısıyla bugünün dünyasında zaten geçersizdir. Bu baş döndürücü hızda ayakta kalmak ve öne geçmek istiyorsanız, bugünün koşullarında "imkansız" gibi görüneni hedeflemek zorundasınız. Çünkü yarının normali, bugünün imkansızı olacaktır.

Bu Konuşmadan Çıkarılacak Temel Dersler

  • Yeni çağın tek ve en önemli yetkinliği "hıza dayanıklılıktır." Unutmayın: Nokia %82 pazar payıyla 15 ayda yok oldu.
  • Kurumsal jargonu (purpose, agile, Z kuşağı) bir kenara bırakın. Anlamını yitirmiş bu klişelerle vakit kaybetmek yerine gerçekliğe odaklanın.
  • Aslolan veridir. "Yapay zekâ palavradır; aslolan veri, veri, veridir." Yapay zekâ yatırımınız, ancak veri kaliteniz kadar iyidir.
  • Hiyerarşik yapıları yıkın ve "herkes liderdir" mitini unutun. Görev odaklı, esnek ve çoklu-disiplinli (Ocean's 11) takım modellerini benimseyin.
  • Bu yeni gerçeklikte, makul olan yetersizdir. Ayakta kalmak ve kazanmak için tek gerçekçi yol, "imkansızı istemektir."
Levent Erden 01
Send Plane iletişime geçin
İletişime geçin
Formunuz başarıyla gönderilmiştir.