Konuşmacımız bu giriş konuşmasında, medya ve teknoloji ekseninde edindiği uzun yıllara dayalı deneyimi katılımcılarla paylaşma arzusunu dile getiriyor. Hürriyet gazetesindeki köşe yazıları, CNN Türk’te sunduğu “Teknoloji Her Yerde” programı ve girişimcilik odaklı medya üretimleriyle teknolojiyi hem izleyen hem de üreten bir perspektiften aktardığını belirtiyor. Web 3.0, bilgiye erişim teknolojileri ve dijital altyapı gibi konuların artık gündelik yaşamın bir parçası haline geldiğini, bu başlıklarda güncel ve sahaya dayalı birikimini paylaşacağını ifade ediyor.
Aynı zamanda startup ekosistemine olan yakın takibiyle, Türkiye'deki birçok girişimle doğrudan temas kurduğunu ve bu tecrübeleriyle teknoloji alanında kariyer yapmak isteyenlere somut içgörüler sunabileceğini vurguluyor. Eğitim süreçlerini yalnızca bilgi aktarma değil, birlikte üretme ve keşfetme alanı olarak gördüğünü belirten konuşmacı, katılımcıları bu dönüşüm yolculuğuna davet ediyor.
İnternet Özüne Dönüyor: Web 3.0
Konuşmacımız bu başlık altında, internetin evrimsel sürecini özetleyerek Web 3.0’ın neyi temsil ettiğini sade ve karşılaştırmalı bir dille aktarıyor. Web 1.0 döneminin tek yönlü bilgi tüketimine, Web 2.0'ın ise karşılıklı etkileşim ve sosyal medya temelli dönüşümüne dikkat çekiyor. Web 3.0 ile birlikte internetin yeniden kişisel kimlikten bağımsız, anonim ve kullanıcı merkezli bir yapıya döndüğünü ifade ediyor.
Kullanıcıların yeniden takma adlar ve avatarlarla dijital dünyada var olmaya başladığını, merkeziyetsiz yapıların bu dönüşümde kritik rol oynadığını vurguluyor. Web 3.0’ın yalnızca teknolojik bir gelişme değil, aynı zamanda dijital kimlik, özgürlük ve mahremiyet açısından da önemli bir paradigma değişimi sunduğunu belirtiyor. Konuşma, yeni internet çağını anlamak ve bu yapının sunduğu fırsatlara adapte olmak isteyenler için davetkâr bir başlangıç noktası oluşturuyor.
Yapay Zekanın Vicdanı Olur Mu?
Konuşmacımız bu başlıkta yapay zekanın etik sınırlarını ve insan benzeri karar alma süreçlerini sorguluyor. Özellikle önyargı, vicdan ve sorumluluk kavramlarının teknolojiyle kesişiminde ortaya çıkan çarpıcı örnekleri aktarıyor. Sürücüsüz araçların karar anlarında hangi hayatı tercih edeceği gibi senaryolar üzerinden, yapay zekanın insan yaşamı üzerindeki potansiyel etkilerini sorgularken, bu kararların sorumluluğunun kime ait olacağına dair etik bir tartışma başlatıyor.
Yapay zekanın bilinçlenmeye başladığına dair güncel gelişmelere ve bu durumun kamuoyunda yarattığı endişelere de değiniyor. Önyargılı algoritmaların özellikle dijital platformlarda nasıl sonuçlar doğurduğunu; örneğin, görsel analizlerde beyaz ve erkek profillerin daha çok öne çıkarıldığını aktarıyor. Konuşma, yapay zekayı yalnızca bir teknoloji olarak değil, aynı zamanda toplumun değerlerini ve adalet anlayışını da etkileyen bir güç olarak ele alıyor.
Start-Up Ekosistemi
Konuşmacımız, yıllar süren gözlemleri ve haber deneyimiyle Türkiye’deki startup ekosistemine ışık tutuyor. 10 bini aşkın girişimin varlığından söz ederken, yalnızca küçük bir kısmının yolculuğa devam edebildiğini; buna rağmen Türkiye’nin bu alanda ciddi bir potansiyel taşıdığını vurguluyor. Yatırım ve satın alma haberlerinin artışına rağmen, dikkat çeken eksikliğin mühendislik odaklı girişimlerde olduğunu dile getiriyor.
Türkiye’den çıkan başarı hikayelerinin çoğunun pazarlama gücüne dayandığını; Yemeksepeti, Getir ve Trendyol gibi örneklerle bu durumu somutlaştırıyor. Gerçek anlamda küresel çapta ses getiren teknoloji şirketlerinin oluşabilmesi için artık yazılım, yapay zeka ve finansal teknolojiler gibi alanlarda derin mühendislik birikimine sahip start-up’lara ihtiyaç olduğunu savunuyor. Konuşma, girişimcilik dünyasında nitelikli teknoloji üretiminin önemine dikkat çekerek, sürdürülebilir başarı için yön gösteriyor.
Metaverse
Konuşmacımız bu bölümde, metaverse kavramını yalnızca teknolojik bir gelişme olarak değil, aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm aracı olarak ele alıyor. Metaverse'ün kökeni üzerine iki farklı yorumdan söz ediyor: biri Yunanca'daki “öte evren” anlamı, diğeri ise Karl Marx’ın “ticari olmayan varlıklar” tanımına dayanan bir ekonomik perspektif. Bu çerçevede, metaverse’ün özellikle NFT’ler aracılığıyla yeni bir dijital ekonomi yaratma aracı haline geldiğini savunuyor.
Web 1.0’dan Web 3.0’a uzanan internet evriminde, kullanıcıların artık sosyal medya hesapları yerine dijital cüzdanlarıyla platformlara bağlandığını vurguluyor. Bu değişim, internetin sahiplik anlayışını yeniden tanımlıyor: erişim ve katılımın parasal değer üzerinden şekillenmeye başladığını belirtiyor. Konuşma, metaverse’ün dijitalleşen dünyada sadece bir sanal alan değil, aynı zamanda kullanıcıların ekonomik kimlikleriyle var oldukları yeni bir düzen olduğunu düşündürüyor.
5G ve Hız = Bilgiye Erişim
Konuşmacımız bu oturumda, bilgiye erişimin tarihsel gelişimini ve günümüzde ulaştığı inanılmaz hızı mercek altına alıyor. Eskiden mektuplarla taşınan bilgilerin, karayolu üzerinden ulaştırılması nedeniyle iletişimin uzun yıllar boyunca Ulaştırma Bakanlıklarıyla ilişkilendirildiğini hatırlatıyor. Günümüzde ise 5G ve fiber internet teknolojileri sayesinde bilgiye erişimin yalnızca milisaniyelerle ölçülebilecek kadar hızlandığını vurguluyor.
Artık bilgiye ulaşmak için kütüphanelere gitmek yerine, akıllı telefonlar aracılığıyla saniyeler içinde dünyanın herhangi bir noktasındaki veriye ulaşmak mümkün. Bu hızın yalnızca bilgiye değil, hayat kurtaran uygulamalara da alan açtığını söylüyor. Örneğin bir doktorun, 5G bağlantısıyla başka bir ülkedeki hastaya uzaktan ameliyat yapabilmesi gibi çarpıcı örnekler üzerinden teknolojinin dönüştürücü gücünü anlatıyor. Konuşma, bilgiye erişimin hıza bağlı olarak nasıl yeni olanaklar yarattığını gözler önüne seriyor.