Saniye Bencik Kangal, çocukların duygusal gelişiminde ebeveynlerin rehber rolünün hayati önem taşıdığını vurguluyor. Bu konuşmada, çocukların ağlama, öfkelenme gibi temel duygusal tepkilerinin bastırılmadan, anlayışla karşılanması gerektiği anlatılıyor. “Geçti geçti” demek yerine, çocuğun yaşadığı duyguyu kabul etmek ve ona uygun tepkiler vermek, sağlıklı bir duygu düzenleme becerisinin temelini oluşturuyor.
Katılımcılar, çocukların duygusal tepkileri nasıl modelleyerek öğrendiğini; ebeveynin ise bu süreçte ne kadar belirleyici bir rol üstlendiğini keşfediyor. Saniye Bencik Kangal, duygu eğitiminin yalnızca çocukluk dönemini değil, bireyin tüm yaşamını etkilediğini vurgulayarak, her ebeveyni kendi duygusal farkındalığını güçlendirmeye davet ediyor.
Çocukla Etkili İletişim
Saniye Bencik Kangal, çocuklarla sağlıklı iletişimin temelinde empati ve gelişimsel farkındalık olduğunu vurguluyor. Bu konuşmada, iyi niyetle yapılan ama çocuğun duygusal dünyasında hasar bırakabilen iletişim kazaları ele alınıyor. Örneğin, espri olarak görülen bir cümle küçük bir çocukta gerçek korkulara yol açabilir; kıyaslamak, çocuğun özgüvenini zedeleyebilir ya da bağırmak, davranışı değil sadece ebeveyni susturma refleksini doğurabilir.
Katılımcılar, çocukların gelişim düzeyini anlayarak onlarla daha sağlıklı bir ilişki kurmanın yollarını öğreniyor. Saniye Bencik Kangal, çocuklarla kurulan iletişimde kullanılan dilin, uzun vadeli duygusal etkiler yarattığını hatırlatıyor. Bu konuşma, ebeveynlere ve bakımverenlere çocukların dünyasına daha bilinçli ve duyarlı bir pencereden bakma imkânı sunuyor.
Çocuğunuzun Beyninde Neler Oluyor?
Saniye Bencik Kangal, çocuk beyninin gelişimini iki katlı bir eve benzeterek sade ama etkileyici bir model sunuyor. Alt kat, doğumdan itibaren hazır olan temel ihtiyaçlara odaklanırken; üst kat, yani düşünme becerileri, yıllar süren bir inşaat süreciyle gelişiyor. Bu konuşmada, çocukların henüz tam olgunlaşmamış bir beyine sahip oldukları ve bu nedenle bazı davranışların gelişimsel süreçle ilişkili olduğu anlatılıyor.
Dinleyiciler, çocuklarının yaşlarına göre zihinsel becerilerinin neden farklılaştığını öğrenirken, onlara yönelttikleri etiketlerin aslında gelişimi engelleyebileceğini fark ediyor. Saniye Bencik Kangal, çocukların duygusal ve zihinsel gelişimini desteklemenin yolunun, onların beyinlerinin nasıl çalıştığını anlamaktan geçtiğini vurguluyor. Bu konuşma, her ebeveynin rehberlik anlayışına yeni bir bakış sunuyor.
Korkma, İyi Bir Annesin
Saniye Bencik Kangal, annelikle ilgili toplumda dayatılan mükemmellik algısını sorguluyor. Sosyal medya ve televizyonlar üzerinden idealize edilen “kusursuz anne” imajının, birçok anneyi kendini yetersiz hissetmeye ittiğini vurguluyor. Oysa gerçek anneliğin; her zaman sütü gelen, uykusuzluğa rağmen ayakta kalan ya da süslü kahvaltı tabakları hazırlayan bir figür olmak değil, sevgiyle çaba göstermeyi sürdürebilmekten geçtiğini anlatıyor.
Bu konuşma, annelik sürecinin doğal zorluklarını görünür kılarak, kadınlara kendi yollarında yeterli olduklarını hatırlatıyor. Saniye Bencik Kangal, her annenin en iyisini yapma isteğinin zaten güçlü bir yeterlilik göstergesi olduğunu söylüyor. Annelik bir yarış değil, iniş çıkışları olan bir süreçtir ve o süreçte en önemli şey, yürekten gelen bağlılıktır.
Çocuklara Cinsiyet Eşitliği Nasıl Anlatılır?
Saniye Bencik Kangal, çocukların oyun ve oyuncak tercihleri üzerinden toplumsal cinsiyet eşitliğinin nasıl öğretilebileceğini ele alıyor. Mutfak setiyle oynamak isteyen bir erkek çocuğu ya da arabalarla oynamak isteyen bir kız çocuğu, cinsiyet rollerinden bağımsız olarak kendi meraklarını keşfetme hakkına sahiptir. Bu konuşmada, çocukların gelişim döneminde oyuncaklara yüklenen anlamların, ilerideki toplumsal rollerine nasıl yansıdığı anlatılıyor.
Katılımcılar, kalıplaşmış cümlelerin ve önyargıların çocukların özgürlük alanlarını nasıl daralttığını fark ediyor. Saniye Bencik Kangal, çocukların tüm renklere, oyunlara ve becerilere eşit erişimle büyümesinin; saygılı, özgüvenli ve adalet duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek için temel olduğunu vurguluyor. Cinsiyet değil, insanlık üzerinden bir yaklaşımı benimsemek bu konuşmanın merkezinde yer alıyor.
Çocuklarda Teknoloji Bağımlılığı
Saniye Bencik Kangal bu konuşmasında, çocukların teknolojiyle kurduğu ilişkinin yalnızca dijital araçlardan değil, yetişkinlerin tutumundan da beslendiğini savunuyor. Ailelerin teknolojiyi yönetme becerisi zayıfladıkça, çocukların ekranla kurduğu ilişki de bağımlılığa evrilebiliyor. Bu noktada, “teknoloji bağımlısı çocuk” etiketinden önce, yetişkinlerin kendi teknoloji alışkanlıklarını gözden geçirmesi gerektiğini vurguluyor.
Konuşmada, yaşlara göre sağlıklı ekran süresi, uygun içerik seçimi ve rehberlik etmenin yolları aktarılıyor. Saniye Bencik Kangal, teknolojiyi bir tehdit değil, doğru kullanıldığında bir fırsat olarak tanımlıyor ve ebeveynleri bu alanda daha bilinçli ve yönlendirici olmaya davet ediyor. Amaç, teknolojinin esiri olmayan, onu yönetebilen çocuklar yetiştirebilmek.
Konuşma Konularına Genel Bakış
Saniye Bencik Kangal, Hacettepe Üniversitesi’nde çocuk gelişimi alanında akademisyen olarak görev yaparken, sahada da anne babalar, öğretmenler ve eğitim kurumlarıyla bir araya geliyor. Çocuk edebiyatından teknoloji bağımlılığına, duygu düzenleme becerilerinden etkili iletişime kadar uzanan geniş bir yelpazede eğitimler veriyor. Özellikle erken çocukluk dönemine ve yeni annelere destek olan içerikleriyle, hem bilimsel hem de duygusal bir rehberlik sunuyor.
Konuşmalarında çocuğu anlamanın, gelişimini yakından izlemenin ve doğru iletişim kurmanın yollarını öğretmeyi amaçlıyor. Saniye Bencik Kangal, çocuk gelişimini bilen bireylerin çocuklarla daha anlayışlı ve güvene dayalı ilişkiler kurabileceğini savunuyor. Anlaşıldığını hisseden çocukların ise özgüvenli bireyler olarak büyüyeceğini hatırlatıyor. “Gelin birlikte çocukların geleceğine ışık tutalım” diyerek herkesi bu yolculuğa davet ediyor.