Özlem Denizmen bu konuşmasında, maaş almanın tek başına finansal güven yaratmadığını, asıl önemli olanın parayı yönetebilmek olduğunu vurguluyor. “Parasını yöneten hayatını yönetir” anlayışıyla hareket eden Denizmen, çalışanların kendilerini sadece maaşlarıyla değil, finansal okuryazarlık ve finansal davranış becerileriyle güvende hissedebileceğini savunuyor.
Krizlerin eksik olmadığı bir dünyada, ev ve iş yerinin birer güven alan olabilmesi için finansal okuryazarlığın şart olduğuna dikkat çekiyor. Katılımcıları, hem bireysel hem kurumsal düzeyde daha yüksek bir finansal iyilik haline ulaşmak için finansal davranışları güçlendirmeye davet ediyor.
Finansal Esenlk (Financial Wellbeing)
Özlem Denizmen bu konuşmasında, iş yerindeki stresin büyük bir bölümünün kaynağının finansal belirsizlikler olduğunu ortaya koyuyor. Çalışanların haftada ortalama üç saatini sadece para konularını düşünerek geçirdiğini belirten Denizmen, bu durumun verimliliği düşürdüğünü ve odaklanmayı zorlaştırdığını vurguluyor.
İster yatırım yapacak parası olsun, ister geçim derdiyle mücadele ediyor olsun, herkesin ortak noktasının finansal stres olduğuna dikkat çekiyor. Çözüm ise net: Maaş ne olursa olsun, önemli olan yönetebilmek. Katılımcıları finansal okuryazarlıkla donanarak streslerini azaltmaya ve daha huzurlu bir hayat kurmaya davet ediyor. Şirketler için ise bu süreci destekleyecek seminer ve finansal check-up önerileri sunuyor.
Çocuklar için Finansal Okuryazarlık
Bu konuşmasında Özlem Denizmen, çocuklarla para arasındaki ilişkiyi hem toplumsal bir tabu hem de kaçırılan bir fırsat olarak ele alıyor. Paranın "ayıp" veya "pistir" gibi kodlarla tanıtıldığı bir ev ortamında yetişen çocukların, yetişkinliğe adım attıklarında parasını yönetmekte zorlandığını vurguluyor. Halbuki çocukların finansal eğitimi evde başlıyor ve orada şekilleniyor.
Denizmen, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte 525.000 çocuğa ulaştığı para eğitimi programından elde ettiği deneyimlerle, ebeveynlerin bu konuda oynadığı rolün kritik olduğunun altını çiziyor. Aileleri, çocuklarına erken yaşta harçlık bilinci kazandırmaya ve onları geleceğin finansal olarak özgüvenli bireyleri haline getirmeye davet ediyor.
Kurumsal Girişimcilik Asansöründe Her Ortam ve Duruma Uyum Sağlayabilmek
Bu konuşmasında Özlem Denizmen, girişimciliği sadece bir şirket kurmakla sınırlı görmüyor; kurumsal hayatta, sosyal sorumluluk projelerinde ve teknolojik inovasyonda girişimci ruhu taşımanın önemini vurguluyor. Hem yönetim kurulu üyesi olarak kurumsal tecrübesini sürdürüyor hem de finansal okuryazarlık hareketinin öncüsü ve bir yapay zekâ tabanlı fintech girişiminin kurucusu olarak çok katmanlı bir girişimcilik serüveni sunuyor.
Denizmen’e göre girişimcilik artık sadece bir sektörle sınırlı değil; herkes medya, teknoloji ve sosyal fayda ekosisteminin bir parçası. Kurumsal deneyimden girişimcilik dünyasına uzanan bu yolculukta elde ettiği içgörüleri paylaşarak dinleyicilerini, kendi çevik fikirlerini hayata geçirmeleri konusunda motive ediyor.
Yetişkinler için Finansal Okuryazarlık
Bu konuşmasında Özlem Denizmen, finansal okuryazarlığın yalnızca gelir elde etmekten ibaret olmadığını, bütçe yönetimi, harcama alışkanlıkları ve farkındalıkla şekillenen bir yaşam biçimi olduğunu vurguluyor. Katılımcılara "Gelirinizi yönetiyor musunuz, yoksa sadece kazanıyor musunuz?" sorusuyla sesleniyor ve finansal farkındalığın, istek–ihtiyaç ayrımı, alışveriş bağımlılığı ve zaman–para dengesi gibi temel başlıklarla geliştiğini aktarıyor.
Denizmen, 12 yılı aşkın süredir birebir görüşmeler ve uygulama temelli analizlerle Türkiye’de finansal okuryazarlık seviyesini ölçtüğünü belirtiyor. Konuşmasında şirketlerin, çalışanlarının bu alandaki bilgi ve davranışlarını artırarak yalnızca bireysel refahı değil, kurumsal verimliliği de yükseltebileceğini savunuyor. Finansal okuryazarlıkla ilgili sohbetler, ölçümlemeler ve eğitimlerle sürdürülebilir finansal sağlığa birlikte adım atmak mümkün.