INFLUENCER BLOG İLETİŞİM
DR. HAKAN TETİK

DR. HAKAN TETİK

DR. HAKAN TETİK Kolektivist; Müşteri, Strateji ve Dönüşüm Uzmanı

DR. HAKAN TETİK
DR. HAKAN TETİK Kimdir?

4x4 Hakan Tetik: İlgi Alanlarım 4 Ana Fonksiyonda Yoğunlaşıyor: Strateji, Kolektivite, Unlearn, Pazarlama ve Ürün YönetimiBence İşletme DNA’sında Olması Gereken 4 Kritik Yetenek Var: Strateji, Dönüşüm yeteneği, Müşteri Deneyimi ve İnovasyon4 Dilde Destek Verebiliyorum: İngilizce, Almanca, Türkçe ve Patron Dili4 Konuda Farklıyım: Çıktı Üretirim, Gaza Getiririm, Yaşadıklarımı Anlatırım ve “Olmaz!” Demeyi Sevmem! 30+ yıllık meslek hayatımda farklı konularda, farklı dertleri çözmekle uğraşırken çoğu işletmenin stratejik bakış açısında eksikler olduğunu,çoğunun müşterilerini gerçekten tanımadığını ve bu yüzden pazar odaklı doğru ürünler / servisler geliştirmekte zorlandıklarını – özetle müşterilerinin kalbine giden yolu göremediklerini keşfettim. Hakan Tetik Hayatı  1968 yılında Bursa’da doğdum, ilk ve orta eğitimini Almanya’da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Daha sonra Marmara Üniversitesi Almanca İşletme bölümünden Yüksek Lisans derecesi (MBA) ve 2008 yılında İşletme/pazarlama alanında Işık Üniversitesinde Doktora derecemi (PhD) aldım. Erken yaşlarda meslek hayatına plasiyer olarak sıcak satış ile başladım, İTÜ’de son sınıfta okurken profesyonel çalışma hayatına Penta Bilgisayar A.Ş. Kurucu ve Genel Müdür olarak başladım. Daha sonra çeşitli firmalarda Satış ve Pazarlama Müdürlüğü, İş Geliştirme Direktörlüğü, İş Çözümleri Direktörlüğü ve Genel Müdürlük gibi farklı görevlerde bulundum. 2004 yılında profesyonel iş hayatımı sonlandırdım. O zamandan beri çeşitli şirketlerde kurucu ortak, yatırımcı veya yönetim kurulu üyesi olarak meslek hayatıma devam ediyorum – kendime sürekli yeni yatırımlar yapıyorum. Aynı zamanda dünyanın önde gelen şirketlerine strateji, pazarlama ve ürün yönetimi fonksiyonlarında yardımcı oluyorum. Her işletmenin Strateji, Dönüşüm, Müşteri Deneyimi ve İnovasyon kültürlerine sahip olmasını gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden ağırlıklı olarak bu alanlarda eğitim, konuşma ve danışmanlık hizmetleri veriyorum. Zamanım oldukça işletmelerin yönetim/icra kurullarında görev alarak farklılaşmalarına yardımcı oluyorum. Bugüne kadar 150.000’den fazla kişiyle hem eğitimlerimde hem de ulusal ve uluslararası konferanslarda fikirlerimi paylaştım – çeşitli platformlarda konuşmacı olarak bulundum; çeşitli ödüller kazandım, makalelerim ve araştırmalarım uluslararası düzeyde kabul gördü. Strateji Geliştirme, Müşteri Deneyimi Yönetimi, İnovasyon Süreci, Ürün Geliştirme ve Stratejik Pazarlama konularında yaptığım çok sayıda proje var. İşletmelere her zaman “stratejik konumlanma”, “yenilik” ve ”farklılaştırma” öneririm. Konumlanma, Müşteri odaklı yapılar, Müşteri deneyimi ve Teknoloji; Pazarlama, B2B, B2E ve B2C’de farklılaşan projelerim ile de tanınırım.

önceki
sonraki
Megaphone
DR. HAKAN TETİK Konuşmacı Çözümleri

speaker
DR. HAKAN TETİK Konuşma Başlıkları
Konuşma Konularına Genel Bakış

Konuşmacımız Hakan Tetik bu konuşmasında, uzun yıllara dayanan profesyonel deneyimini ve eğitim alanındaki uzmanlık alanlarını aktarıyor. 200 binden fazla katılımcıya ulaşan bir eğitmen olarak Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin büyük çoğunluğuna danışmanlık verdiğini ve bugüne dek altı kitabını yayımladığını belirtiyor. Eğitimlerinin merkezinde ise dört temel odak alanı bulunuyor: strateji ve kültür, stratejik pazarlama ve ürün yönetimi, müşteri odaklılık (customer centricity) ve bütünsel liderlik (holistic leadership).

Hakan Tetik, kendisini “4x4 bir danışman” olarak tanımlıyor — gösterişli değil ama sağlam, her zeminde yol alan ve kimseyi yolda bırakmayan bir yaklaşım sergiliyor. Performans odaklı, güvenilir ve stratejik düşünebilen liderlik anlayışıyla eğitimlerinde teori kadar uygulamaya da önem veriyor. Bu genel çerçeve, Tetik’in eğitim konularına hangi değerlerle yaklaştığını ve katılımcılara nasıl bir yolculuk sunduğunu anlamak açısından güçlü bir giriş niteliği taşıyor.


Tasarım Odaklı Düşünme (Design Thinking)

Bu konuşmada Hakan Tetik, son yılların en popüler problem çözme yaklaşımlarından biri olan Tasarım Odaklı Düşünme (Design Thinking) yöntemini sade ve uygulamaya dönük bir şekilde ele alıyor. Tasarım odaklı düşünmenin temelinde, problemleri kullanıcı bakış açısından empati kurarak anlamak ve bu anlayışını yaratıcı çözümlerle test etmeye dayalı bir sürece dönüştürmek yer alıyor.

Yöntem beş aşamadan oluşuyor: empati kurmak, problemi tanımlamak, fikir üretmek, prototiplemek ve test etmek. Bu süreçte yalnızca düşünsel değil, aynı zamanda deneyimsel bir yaklaşım benimseniyor; çünkü her fikir ancak test edildiğinde, kullanıcıdan gelen geri bildirimlerle güçlendiğinde gerçek çözüme dönüşebiliyor. Hakan Tetik, bu yöntemin sadece ürün geliştirmede değil, kurumların karşılaştığı karmaşık sorunların çözümünde de etkili bir araç olduğunu vurguluyor. Katılımcılara, bu yapıyı uygulamalı şekilde deneyimleme çağrısında bulunuyor.


Veri Şirketi Olmanın Önemi

Bu konuşmasında Hakan Tetik, günümüz iş dünyasında veri odaklı düşünmenin artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldiğini vurguluyor. Bilgisayar mühendisliği kökenine dayanan deneyimini işletme ve pazarlama perspektifiyle birleştiren Tetik, dünyadaki en büyük şirketlerin yaklaşık %80’inin aslında birer veri şirketi olduğunun altını çiziyor. Ancak bu şirketler yalnızca veri toplayan değil, veriyi karar alma süreçlerine entegre eden, stratejik avantaj sağlayan yapılara dönüşmüş durumda.

Veri şirketi olmak; doğru ürünü, doğru kanaldan, doğru müşteriye sunabilmeyi mümkün kılan bütüncül bir bakış açısıdır. Tetik, veriyi yalnızca analiz etmek değil, onu anlamlandırarak harekete geçiren bir araç haline getirmeyi öneriyor. Bu yaklaşım, şirketlere sadece verimlilik değil; rekabette sürdürülebilir üstünlük sağlama imkânı da sunuyor. Konuşma, veri ile donanmış bir stratejinin nasıl gerçek iş sonuçlarına dönüştürülebileceğini merak eden herkes için değerli bir çerçeve sunuyor.


Kriz Ortamında Stratejik Pazarlama

Kriz dönemlerinde pazarlama stratejileri baştan sona gözden geçirilmelidir. Bu konuşmasında Hakan Tetik, pazarlama süreçlerinin odağını ürünlerden müşterilere kaydıran stratejik bir yaklaşım öneriyor. Ona göre bir pazar, mevcut ve potansiyel müşterilerin toplamından ibarettir; dolayısıyla pazarı analiz etmek, aslında müşteriyi anlamakla eşdeğerdir. Ürün ise bu analizlerin sonucunda şekillenir. Tetik, kriz ortamlarında pazarın dönüşüm hızının arttığını ve bu değişimi doğru okuyanların stratejik avantaj elde ettiğini vurguluyor.

Konuşmada, pazarın evrimine en iyi örneklerden biri olarak akıllı robot süpürgeler gösteriliyor. Birkaç yıl öncesine kadar gereksiz görülen bu ürünler, pazarın değişen ihtiyaçlarını karşılamaya başlayınca hızla yaygınlaştı. Bu örnek üzerinden Tetik, “önce pazar, sonra müşteri, en son ürün” sıralamasının neden kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Kriz zamanlarında stratejik pazarlama, değişen müşteri yaşam döngüsünü anlayarak pazara adapte olabilmeyi gerektiriyor; bu da ancak çevik ve veri temelli bir yaklaşımla mümkün oluyor.


Yeni Şeyler Öğrenmek İçin Önce Bildiklerinizi Unutun

Hakan Tetik bu konuşmasında, öğrenmenin ön koşulunun bazen "unutmak" olduğunu vurguluyor. Alvin Toffler’ın “Learn, unlearn, relearn” (öğren, unut, yeniden öğren) kavramı üzerinden ilerleyen bu yaklaşım, mevcut bilgi ve alışkanlıkların yeniye yer açmasını engelleyebileceğini ortaya koyuyor. Özellikle 20-30 yıldır aynı şekilde çalışan, aynı düşünme biçimlerine sahip bireyler için bu dönüşüm oldukça zorlu olabiliyor. Tetik, bu zorluğun, sindirme ve içselleştirme sürecini ertelediğimiz için daha da karmaşık hale geldiğini ifade ediyor.

Son yıllarda yaşanan hızlı değişimlerin, hepimizi ani bir öğrenme zorunluluğu ile karşı karşıya bıraktığını söyleyen Tetik, bunun aslında daha önce oluşturulması gereken bir refleks olduğunu hatırlatıyor. “Her Gün Yeniden Öğrenmek” isimli yeni kitabında, bu dönüşüm sürecini kolaylaştıracak araştırmalar ve kavramlar paylaştığını belirtiyor. Kitaba kendi web sitesi üzerinden ücretsiz olarak ulaşılabiliyor. Kolektif öğrenme anlayışıyla kaleme alınan bu kaynak, değişen dünyada kalıcı öğrenmenin nasıl mümkün olabileceğine dair değerli bir rehber sunuyor.


Kolektif Bilinçle Hareket Etmek

Bu konuşmada Hakan Tetik, bireysel başarıdan çok daha büyük etkiler yaratabilmenin yolunun kolektif bilinçten geçtiğini anlatıyor. Kolektif bilinç, "ben" yerine "biz" diyebilmenin, meselelere ortak bakabilmenin ve güçleri birleştirerek daha etkin sonuçlar alabilmenin anahtarı olarak tanımlanıyor. Şirketlerde takımlar arası uyumdan devletler arası iş birliklerine kadar her düzeyde bu bilincin artırılması gerektiğini vurguluyor. Pandemi sürecinin bu ihtiyacı daha görünür kıldığını ve birlikte hareket etmenin artık bir seçenek değil, zorunluluk haline geldiğini belirtiyor.

Kolektif bilinci hayata geçirmenin yalnızca bir zihniyet dönüşümüne değil, aynı zamanda güven temelli bir yapılanmaya dayandığını ifade ediyor. Bu süreçte bireylerin rollerine, yeteneklerine ve katkılarına güvenmek, bu güveni ortak amaçlar doğrultusunda harmanlamak gerekiyor. Hakan Tetik’in son kitabında da detaylarıyla yer alan bu yaklaşım, kurumların sürdürülebilir büyüme ve dönüşüm yolculuğunda rehber niteliği taşıyor. Tetik, bu konuyu daha derinlemesine ele almak isteyenleri birebir görüşmeye ve öğrenmeye davet ediyor.


Kolektif Takımların Önemi

Bu başlık altında Hakan Tetik, başarılı organizasyonların temelinde bireylerin değil, kolektif takımların yer aldığını vurguluyor. Her bireyin, kendi güçlü yönleriyle katkı sunduğu bir yapının önemine dikkat çekiyor: Kimi kalecilik yapar, kimi forvet oynar; önemli olan, herkesin en iyi olduğu yerde sorumluluk almasıdır. İşte bu anlayış, takımlar arası dayanışmayı mümkün kılar ve şirket içindeki iş birliğini güçlendirir.

Kolektif hareket eden takımların, yalnızca kendi içlerinde değil, takımlar üstü düzeyde de senkronize çalışmasının kurumları olağanüstü başarılara taşıdığını belirtiyor. Günümüzde ilham veren başarı hikâyelerinin arkasında bu anlayışın yer aldığına dikkat çekiyor. Hakan Tetik, şirketini kolektif bilinçle büyütmek isteyen tüm kurumları birlikte yürümeye davet ediyor; çünkü gerçek başarı, takım olarak hareket edildiğinde sürdürülebilir hale geliyor.


Dönüşümü Yönetmek

Dönüşüm, yalnızca değişimden ibaret değil; bireylerin, takımların ve kurumların yepyeni bir hale geçmesini ifade eden daha köklü ve derinlikli bir süreçtir. Hakan Tetik, bu konuşmasında "transformation" kavramının bireysel farkındalıkla başlayıp kurumsal ölçekte sürdürülebilir başarıya nasıl evrildiğini anlatıyor. Dönüşümün yalnızca yöneticilerden ya da üst yapıdan değil, bireyin kendini dönüştürmesiyle mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Birey dönüşürse takım; takım dönüşürse kurum dönüşür. Bu zincirin en sağlam halkaları ise odağa alınması gereken değerler, dönüşüm kültürü ve doğru stratejidir.

Dönüşümün önündeki en büyük engelin mevcut alışkanlıklar olduğunu vurgulayan konuşmada, bu alışkanlıkları aşmak için kültüre yatırım yapmanın ve stratejik bir dönüşüm planının elzem olduğu ifade ediliyor. Sadece bugünü değil, gelecekteki rekabet koşullarını da dikkate alan bir dönüşüm bakış açısı öneriliyor. Dönüşüm sancılı olabilir; ancak doğru yaklaşımla ele alındığında kurumları sürdürülebilir başarıya taşıyan güçlü bir kaldıraç haline gelir.


Geleceğe Hazırlanmak

Geleceğe hazırlanmak, bugünkü düşünce kalıplarını terk ederek yarının ihtiyaçlarını bugünden öngörebilmekle başlar. Bu konuşmada Hakan Tetik, bireylerin, takımların ve kurumların bugünkü kafa yapısıyla yarına hazırlanamayacaklarını vurguluyor. Gelecek öngörüleri üzerine çokça konuşulmasına rağmen, bu konuşmaların çoğunlukla harekete dönüşmediğini belirtiyor. Gerçek bir hazırlık için sistematik bir bakış açısı ve stratejik bir ajanda gerektiğini savunuyor. Bu ajandanın oluşması ise sadece bireylerin değil; kurumların kültürel dönüşüme açık olmasıyla mümkün hale geliyor.

Konuşmada, organizasyonların geleceğe hazır hale gelebilmesi için hızlı, çevik ve öncü adımlar atması gerektiği anlatılıyor. Kurum kültürü bu süreçte temel bir belirleyici olarak öne çıkıyor. Değişen dünyada rekabet avantajı elde edebilmek için bugünün sorunlarını çözmek yetmiyor; yarının zorluklarına bugünden hazırlıklı olmak gerekiyor. Bu vizyonla geleceği karşılamaya gönüllü olmak, kurumların stratejik planlama süreçlerine yenilikçi ve ileri görüşlü bir yön kazandırıyor.


Ürün Yönetiminin İncelikleri

Ürün yönetimi, sadece bir projeyi yürütmek değil; doğumundan olgunluk evresine, oradan da kaçınılmaz sona kadar ürünün tüm yaşam döngüsünü stratejik şekilde yönetmeyi gerektirir. Hakan Tetik bu konuşmasında, ürün yönetimini "ezber bozan" bir yaklaşımla ele alıyor ve kendi yazdığı iki kitaptan –Ezberbozan Ürün Yönetimi ve Tasarım Odaklı Fiyatlama– yola çıkarak bu alandaki derin bilgisini paylaşıyor. Ürünün doğduğu andan itibaren gelişip, zamanla yavaşladığını ve sonunda ömrünü tamamladığını vurgularken; bu döngüyü yönetmenin profesyonel ve bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini anlatıyor.

Konuşmada özellikle MVP (Minimum Viable Product) yani “minimum yaşanabilir ürün” kavramına dikkat çekiliyor. MVP, ürünün piyasaya en temel haliyle sunulup, kullanıcı geri bildirimiyle evrilmesini mümkün kılan bir strateji olarak tanımlanıyor. Sürdürülebilir ve yüksek katma değerli bir ürün yaratmanın yolları, bu stratejinin merkezinde yer alıyor. Hakan Tetik, ürün yöneticilerinin sadece teknik değil; aynı zamanda stratejik düşünce, pazarlama yetkinliği ve müşteri odağı gibi becerilerle donanmış olması gerektiğini savunuyor.


Çalışan Deneyiminin Önemi

Çalışan deneyimi, modern iş dünyasında kurumların başarısını doğrudan etkileyen stratejik bir unsur haline geliyor. Hakan Tetik bu konuşmasında, “Employee Experience” kavramını sade bir soruyla temellendiriyor: “Çalıştığınız iş yerinde en yakın arkadaşınızın da çalışmasını ister miydiniz?” Eğer cevabınız evet ise, bu olumlu bir çalışan deneyiminin göstergesidir. Aksi halde, işverenin çalışanlarına sunduğu ortamda ciddi eksiklikler var demektir. Çalışan deneyimi yüksek olan şirketlerin, nitelikli kadroları çekme ve elde tutma konusunda bariz bir avantaja sahip olduğuna dikkat çekiyor.

Tetik, çalışanlara “iç müşteri” gözüyle bakılması gerektiğini ve onların da dış müşteriler kadar özenli ve stratejik bir yaklaşımla ele alınmasının önemini vurguluyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, yetenekli çalışanları elde tutmak, onları şirket kültürüne entegre etmek ve bağlılıklarını artırmak için deneyim yatırımı yapmanın kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Pozitif bir çalışan deneyimi, sadece motivasyon değil aynı zamanda verimlilik ve bağlılık anlamına da geliyor. Kısacası, çalışanlara değer veren kurumlar geleceğe daha sağlam adımlarla yürüyor.


Stratejik Pazarlamada Kilit Adımlar

Stratejik pazarlama, sadece ürün ya da hizmet satışı değil, derinlemesine müşteri anlayışı ve ihtiyaçlara dayalı bir değer yaratma sürecidir. Hakan Tetik bu konuşmasında, kendi geliştirdiği sağlam pazarlama çerçevesini temel alarak stratejik pazarlamanın nasıl yapılandırılması gerektiğini aktarıyor. Öncelikle pazarı analiz etmeyi, bu analizde pazarın derinliğini keşfetmeyi ve en kritik nokta olarak müşteriyi yakından tanımayı öneriyor. Müşterinin deneyimini, ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak pazarlama stratejisinin temel yapı taşını oluşturuyor; çünkü pazar, aslında bir ihtiyaçlar bütünüdür.

Tetik’e göre stratejik pazarlamanın en kilit adımı, müşteri acı noktaları ve kazanç noktalarını tespit edip buna uygun ürün, hizmet ve çözümler üretmektir. Bu süreç, sadece yaratıcı fikirler değil aynı zamanda müşterinin hayatına nasıl ve nerede dokunulacağını doğru analiz etmeyi gerektirir. Ürün yaşam döngüsü de bu stratejinin ayrılmaz bir parçasıdır: pazarı anlamadan ürün tasarımı yapılamaz, doğru müşteriyle doğru zamanda buluşamaz. Stratejik pazarlama bu açıdan, hedefe nokta atışı yapan bir planlama becerisiyle şirketlere rekabet avantajı kazandırır.


Yeni Liderlik: CXO ve CXL Nedir?

Günümüz iş dünyasında klasik hiyerarşik yapılar yerini daha esnek, empatik ve kolektif liderlik anlayışlarına bırakıyor. Bu dönüşümün merkezinde yer alan iki önemli kavram da CXO ve CXL oluyor. Hakan Tetik bu konuşmasında, “CXO” kavramının klasik anlamda bir "Chief X Officer" (örn. CEO, CFO, CMO) rolünü ifade ettiğini; yani kurumsal yapının en üst düzey yöneticilerinden oluşan bir hiyerarşik düzenin simgesi olduğunu belirtiyor. Ancak artık bu yapının yavaş yavaş değişmeye başladığını ve yerine “CXL” – yani liderlik odaklı, daha kolektif, yatay ve kapsayıcı bir yapı – geldiğini vurguluyor.

CXL (Chief X Leader) kavramı, sadece pozisyonun değil, pozisyonun temsil ettiği liderlik anlayışının da dönüşümünü simgeliyor. Artık liderler sadece yön veren değil, duygusal zekâsı yüksek, empatik, takım ruhuna inanan ve kolektif değerleri önceleyen bireyler olmalı. Bu yeni liderlik yaklaşımı, yalnızca “yönetmek” değil; “birlikte üretmek, birlikte hareket etmek ve ortak hedeflere uyumlu bir şekilde ilerlemek” anlamına geliyor. Hakan Tetik’in altını çizdiği üzere, bu liderlik modeli gelecekte kurumların başarı hikâyelerinde temel taşı olacak. Bu nedenle CXO’nun ötesine geçip CXL anlayışını benimsemek, liderlerin en büyük fark yaratma noktası haline geliyor.


Paranın İzi (Monetization)

Paranın nereden geldiği, nereye gittiği ve bu akışın nasıl sürdürülebilir hale getirileceği iş dünyasının temel merak konularından biri. Hakan Tetik, bu konuşmasında "paranın izini sürmek" kavramını yalnızca gelir elde etmek değil; aynı zamanda bu gelir akışının sürekliliğini, verimliliğini ve kârlılığını sağlamak olarak tanımlıyor. Nakit akışının sürdürülebilir olması, sermayenin doğru birikmesi ve kârın yapısal olarak korunması bu sürecin temelini oluşturuyor. Tetik’in vurguladığı nokta, işin finansal boyutunun sadece anlık kazançlarla değil, uzun vadeli planlamalar ve sağlam sistemlerle güvence altına alınması gerekliliği.

Bununla birlikte monetizasyon sürecinin en kritik bileşenlerinden biri de ölçeklenebilirlik. Bir iş modeli büyürken, giderler de aynı oranda artıyorsa bu bir balon ekonomisine dönüşebilir ve ciddi riskler doğurabilir. Gerçek anlamda başarılı bir monetizasyon, gelir artarken maliyetlerin kontrollü bir şekilde yönetilebilmesini sağlayan sağlam yapılar gerektirir. Hakan Tetik bu konuşmasında, paranın izini sürmenin sadece finansal bir analiz değil, aynı zamanda stratejik bir bakış açısı olduğunu ortaya koyuyor. Gelirin kaynağını doğru belirlemek ve bu kaynağı ölçeklenebilir bir düzene oturtmak, geleceğe güvenle yürümek isteyen her kurum için vazgeçilmez bir adımdır.


Nasıl Çevik (Agile) Şirket Olunur?

Hakan Tetik bu konuşmasında, çevikliğin yalnızca “hız” anlamına gelmediğini net bir biçimde ortaya koyuyor. Türkiye’deki birçok büyük şirkete danışmanlık vermiş biri olarak, çevik olmanın stratejik bir farkındalık gerektirdiğini vurguluyor. Tetik’in verdiği metaforlar, konuyu sadeleştirmede oldukça etkili: Hızlı olmak için sürekli gaza basmak gerekebilir; ama çevik olmak, doğru anda doğru hızla hareket etmektir. Yani mesele sadece hız değil, stratejik esneklikle karar alabilme becerisidir.

Çevik bir şirket olmanın temelinde, net bir oyun planı, belirli hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için organize olmuş kemik kadrolar yer alır. Ne zaman ne yapılacağına dair önceden belirlenmiş kararlar sayesinde şirketler, karşılarına çıkan fırsatları daha hızlı ve etkili değerlendirebilir. Tetik, çevikliği sistemli düşünme, güçlü ekip yapısı ve insan kaynağıyla uyum içinde hareket etme olarak tanımlıyor. Konuşma, özellikle çevikliği sadece hızla karıştıran şirketler için önemli bir zihinsel uyarı niteliğinde.


Müşteri Deneyimi ve Ötesi

Hakan Tetik bu konuşmasında, müşteri deneyiminin artık sadece bir trend değil, şirketlerin varlığını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu vurguluyor. Ürün ya da hizmet kalitesinin tek başına yeterli olmadığını, müşterinin markayla yaşadığı tüm sürecin bir bütün olarak deneyimi şekillendirdiğini ifade ediyor. Modern tüketicinin kararlarını çoğu zaman irrasyonel biçimde, hislerine dayanarak verdiğini belirten Tetik, bu nedenle markaların müşteride olumlu duygular uyandırmasının hayati olduğunu anlatıyor.

Müşteri deneyimini merkeze alan markalar, yalnızca müşteri sayısını değil, taraftar kitlesini de artırıyor. Bu taraftarlar markaya duygusal olarak bağlanıyor, savunuculuğunu yapıyor ve uzun vadeli sadakat sağlıyor. Tetik’e göre başarılı şirketler, müşteri memnuniyetini değil, müşteri taraftarlığını hedefliyor. Bu farkındalıkla hareket eden kurumlar, sürdürülebilir büyümeyi sağlarken ciro ve kârlılıkta da eş zamanlı yükseliş elde ediyor. Konuşma, müşteri deneyimine stratejik açıdan yaklaşmak isteyen herkes için güçlü bir yönlendirme sunuyor.

speaker
DR. HAKAN TETİK Master Class Workshops

Stratejik Yol Haritasının Ortak Akıl ile Çıkartılması


Stratejik Pazarlama & Konumlanma Yol Haritası


Arama Konferansı & Moderasyon


Sürdürülebilirlik Yol Haritasının Global Kriterlere Uygun Ölçümlenerek Yapılması


Ürün Yönetimi Kültürünün Yayılımı


Müşteri Deneyimi Tasarımı & Yönetimi


Çalışan Deneyimi Tasarımı & IK Eğitimi


Kültürel Dönüşümün Yayılım Planı


Veri Anlamlandırma & Veri Seti Tasarımı


Yapay Zeka ve Önceliklendirme ile Gelecek Tasarımı


Gizli Şampiyon Olma Yol Haritası


Hizmet Pazarlamasında Farklılaşma Yol Haritası


Hiper Büyüme Stratejisinin Geliştirilmesi


OKR ile Stratejinin Çevik olarak Hayata Geçirilmesi


Yönetim Kurulu & C-Level Uyum Çalışması


Marka Konumlandırma Çalışması


Fiyatlandırma ile Büyüme Tasarımı

DR. HAKAN TETİK
DR. HAKAN TETİK Kimdir?

4x4 Hakan Tetik:

İlgi Alanlarım 4 Ana Fonksiyonda Yoğunlaşıyor: Strateji, Kolektivite, Unlearn, Pazarlama ve Ürün Yönetimi
Bence İşletme DNA’sında Olması Gereken 4 Kritik Yetenek Var: Strateji, Dönüşüm yeteneği, Müşteri Deneyimi ve İnovasyon
4 Dilde Destek Verebiliyorum: İngilizce, Almanca, Türkçe ve Patron Dili
4 Konuda Farklıyım: Çıktı Üretirim, Gaza Getiririm, Yaşadıklarımı Anlatırım ve “Olmaz!” Demeyi Sevmem!

30+ yıllık meslek hayatımda farklı konularda, farklı dertleri çözmekle uğraşırken çoğu işletmenin stratejik bakış açısında eksikler olduğunu,çoğunun müşterilerini gerçekten tanımadığını ve bu yüzden pazar odaklı doğru ürünler / servisler geliştirmekte zorlandıklarını – özetle müşterilerinin kalbine giden yolu göremediklerini keşfettim.

Hakan Tetik Hayatı 

1968 yılında Bursa’da doğdum, ilk ve orta eğitimini Almanya’da tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Daha sonra Marmara Üniversitesi Almanca İşletme bölümünden Yüksek Lisans derecesi (MBA) ve 2008 yılında İşletme/pazarlama alanında Işık Üniversitesinde Doktora derecemi (PhD) aldım.

Erken yaşlarda meslek hayatına plasiyer olarak sıcak satış ile başladım, İTÜ’de son sınıfta okurken profesyonel çalışma hayatına Penta Bilgisayar A.Ş. Kurucu ve Genel Müdür olarak başladım. Daha sonra çeşitli firmalarda Satış ve Pazarlama Müdürlüğü, İş Geliştirme Direktörlüğü, İş Çözümleri Direktörlüğü ve Genel Müdürlük gibi farklı görevlerde bulundum.

2004 yılında profesyonel iş hayatımı sonlandırdım. O zamandan beri çeşitli şirketlerde kurucu ortak, yatırımcı veya yönetim kurulu üyesi olarak meslek hayatıma devam ediyorum – kendime sürekli yeni yatırımlar yapıyorum. Aynı zamanda dünyanın önde gelen şirketlerine strateji, pazarlama ve ürün yönetimi fonksiyonlarında yardımcı oluyorum. Her işletmenin Strateji, Dönüşüm, Müşteri Deneyimi ve İnovasyon kültürlerine sahip olmasını gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden ağırlıklı olarak bu alanlarda eğitim, konuşma ve danışmanlık hizmetleri veriyorum. Zamanım oldukça işletmelerin yönetim/icra kurullarında görev alarak farklılaşmalarına yardımcı oluyorum.

Bugüne kadar 150.000’den fazla kişiyle hem eğitimlerimde hem de ulusal ve uluslararası konferanslarda fikirlerimi paylaştım – çeşitli platformlarda konuşmacı olarak bulundum; çeşitli ödüller kazandım, makalelerim ve araştırmalarım uluslararası düzeyde kabul gördü.

Strateji Geliştirme, Müşteri Deneyimi Yönetimi, İnovasyon Süreci, Ürün Geliştirme ve Stratejik Pazarlama konularında yaptığım çok sayıda proje var. İşletmelere her zaman “stratejik konumlanma”, “yenilik” ve ”farklılaştırma” öneririm. Konumlanma, Müşteri odaklı yapılar, Müşteri deneyimi ve Teknoloji; Pazarlama, B2B, B2E ve B2C’de farklılaşan projelerim ile de tanınırım.

DR. HAKAN TETİK kurumunuza ilham vermek için hazır!
Farklı çözümleri ile davet etmek için:

Formu Doldurun

Bize +90 212 401 35 45 numaralı telefondan ulaşabilir veya info@speakeragency.com.tr mail adresi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

mikrofon arkaplan
Send Plane iletişime geçin
İletişime geçin
Formunuz başarıyla gönderilmiştir.