Elvan Odabaşı, sağlıklı yaşamı “doya doya” bir yaklaşımla ele alıyor. Karadenizli kimliğinin verdiği lezzet tutkusu ile bilimsel beslenme bilgilerini birleştirerek, bireylerin sadece kilo vermesini değil, hayatla daha dengeli ve keyifli bir ilişki kurmasını hedefliyor. Hacettepe Üniversitesi’nden mezuniyetinin ardından hastane, klinik ve kurumsal danışmanlık alanlarında edindiği tecrübeleri, kurucusu olduğu Formeo Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi ile 45 binden fazla danışana aktardı.
Speaker Agency çatısı altında kurumlara özel seminerler veren Elvan Odabaşı, beslenme kültürünün duygularla olan bağını anlamaya ve anlatmaya odaklanıyor. Eğitim içeriklerinde sadece bilimsel bilgilerle değil, empatiyle yaklaşarak katılımcıların bilinçli farkındalık geliştirmesini amaçlıyor. Doya doya yaşamanın mümkün olduğunu anlatan konuşmalarıyla kurumlara sağlıklı, sürdürülebilir ve yaşamın ritmine uygun beslenme alışkanlıkları kazandırıyor.
İş, Yaşam ve Beslenme Dengesi
Günümüzün yoğun temposunda iş masası, çoğu zaman yemek masasına dönüşüyor. Sabah kahvaltıları yolda ya da ekran başında geçerken, öğle yemekleri klavye eşliğinde yeniyor; akşam öğünleri ise çoğu zaman ya ihmal ediliyor ya da iş yemeğine dönüşüyor. Bu düzensizlik yalnızca fiziksel sağlığı değil, zihinsel performansı da doğrudan etkiliyor. Bu konuşmada, beslenmenin iş hayatına entegre edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Katılımcılar, bireysel iş akışlarına uygun şekilde planlanmış öğün düzenlemeleri ile hem fiziksel hem zihinsel verimliliklerini artırmanın yollarını keşfediyor. Sağlıklı yaşam, yalnızca evde değil, işyerinde de stratejik planlama gerektiriyor. Bu nedenle kişiye özel, sürdürülebilir ve performansı destekleyen bir beslenme sisteminin nasıl kurgulanabileceğine dair pratik önerilerle bu denge yeniden kuruluyor.
Gelecek Nasıl Beslenecek?
Günümüzde artan nüfus, azalan kaynaklar ve değişen iklim koşulları, yalnızca bireylerin değil tüm insanlığın beslenme biçimini yeniden şekillendiriyor. Elvan Odabaşı bu konuşmasında, 2030’a kadar dünya genelinde yaşanacak gıda krizlerine ve geleceğin sofrasında yer alacak yeni nesil besin alternatiflerine ışık tutuyor. Toprağın, suyun ve havanın giderek fakirleşmesiyle klasik tabak kompozisyonlarının değişime uğrayacağına dikkat çekiyor.
Geleceğin beslenme dünyasında; zenginleştirilmiş gıdalar, kapsüller, laboratuvar ortamında üretilmiş proteinler ve hatta böcek bazlı besin kaynakları gibi alternatiflerin artacağı öngörülüyor. Bu dönüşümün sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda bağışıklığı destekleyen, kronik hastalıkları önleyici bir fırsat olduğunun altı çiziliyor. Bireylere özel tasarlanmış beslenme protokolleri, gıda takviyeleri ve fonksiyonel ürünlerle yeni nesil tabaklar artık hem daha bilinçli hem de daha hedef odaklı şekilde kurgulanıyor.
Kuşaklararası Beslenme
Beslenme alışkanlıkları nesiller boyunca büyük bir dönüşüm geçiriyor. Elvan Odabaşı bu konuşmasında, aynı sofrada buluşan farklı kuşakların değişen damak zevkleri ve beslenme tercihleri üzerinden, hem geleneksel hem de modern beslenme biçimleri arasında nasıl bir denge kurulabileceğine odaklanıyor. Z kuşağının görselliğe dayalı beslenme eğilimleri ile anneannelerin geleneksel mutfak alışkanlıkları ve annelerin arabulucu rolü arasında yaşanan çatışmaları ele alıyor.
Bu dönüşüm sürecinde, hem göze hitap eden hem de besleyici değeri yüksek tabaklar oluşturmanın yolları paylaşılıyor. Çocuklarda yaygınlaşan obezite, alerji, dikkat eksikliği, uyku problemleri ve depresyon eğilimi gibi sorunların çözümünde; kuşaklar arası anlayış ve işbirliğinin önemine vurgu yapılıyor. Konuşma, sofraların yalnızca beslenme değil aynı zamanda kuşakları birleştiren bir bağ kurma alanı olduğunu hatırlatarak, her yaştan birey için sağlıklı ve sürdürülebilir bir beslenme modeli öneriyor.
Doya Doya Yaşam
Elvan Odabaşı bu konuşmasında, beslenmenin yalnızca bir öğün değil, yaşam tarzı olduğuna dikkat çekiyor. 18 yıllık deneyimiyle hem kişiye özel beslenme planları hem de bu planlara uygun, doyurucu ve hafifletici tarifler sunuyor.
Konuşma, geleneksel mutfağımızdaki kadim tariflerin nasıl dönüştürülerek sağlıklı hale getirilebileceğini anlatıyor. Sağlık ve keyfi aynı tabakta buluşturan bu yaklaşım, bireyin mutfağına küçük dokunuşlarla büyük değişimler katmayı hedefliyor.
Bütüncül Beslenme
Elvan Odabaşı, bu konuşmasında yalnızca bedenin değil, zihnin ve ruhun da dengeli şekilde beslenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Tabaktaki seçimlerin, hayattaki doyumla doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyor. Yetersiz uyku, stresli yaşam, ihmal edilen özbakım gibi faktörlerin yalnızca fiziksel değil, psikolojik ve zihinsel yükler getirdiğini hatırlatıyor.
Bütüncül beslenme yaklaşımıyla, kişiye özel uyku düzeni, sosyal ilişkiler, duygu durumu, bağırsak sağlığı ve günlük yaşam alışkanlıkları birlikte ele alınıyor. Böylece yalnızca kalori saymakla değil, kişinin bütün yaşam yapısıyla uyumlu bir beslenme tasarlanıyor. Bu süreç, özşefkatli bir keşif yolculuğuna davet niteliği taşıyor.