Çocuklarımızın geleceği; geçmişin bilgi ve deneyimiyle tasarlanmış bir eğitim sisteminde, ebeveynlerinin geçmişine mahkum ediliyor. Oysa bilginin okuldan, becerinin çevreden edinildiği bir dönem sona erdi. İnsanlık tarihi boyunca üretilen bilginin her yerde olduğu yeni bir dönemde; eğitim, tarihinin en önemli dönüşümünü yaşıyor. Bu yeni dönemde, beceri kazanımı ve gelişiminde okullara ve ailelere önemli sorumluluklar düşüyor.
Boşluktaki Yaratıcılığı Bulun
Bugünün eğitim sistemi, çocukların asla merak etmeyeceği sorulara cevap hazırlamakla meşgul. Çocuklar, henüz sorularını sormadan cevaplarla karşılaşıyor. Çocukların soru sorma haklarına ve hatta sıkılma haklarına saygı duyulmuyor. Oysa bir çocuğun dünyayı ve kendisini anlamada en önemli iki aracı sorular ve oyun… Soruları ve oyunları elinden alınmış, sıkılmaya zamanı olmayan çocuklar yaratıcılığını sergileyemiyor. Yetişkinler tarafından bütün zamanları planlanmış bir çocuğun özgür ve yaratıcı bir birey olmasının mümkün olmadığının farkına varmamız gerekiyor.
Kalıcı Öğrenme için Tutku ve Sebat
Çocukların yaratıcılığının geliştirilmesi için en çok kaynak ayrılan çağdayız. Ancak aynı nedenle yaratıcılığın en az gelişeceği çağı yaşadığımızı da söyleyebiliriz. Çocukların herhangi bir konuyu öğrenebilmeleri için merak etmelerine zaman tanımadan, bilgiyi ne kadar hızlı verirsek o kadar hızlı gelişeceklerini düşünmek onların yaratıcılığını yok ediyor. Güçlü ve kalıcı bir öğrenme için çocukların sebat ve tutkuyla çalışmanın heyecanını yaşaması gerekiyor.
Söyleyeyim de Beraber Gülelim
Ali Koç sınıf öğretmenliğinden yöneticiliğe, eğitim danışmanlığından okul kuruculuğuna uzanan ve eğitim dünyasının her alanındaki 20 yılı aşan deneyimini birbirinden renkli anekdotlarla paylaşıyor.